• BIST 8718.11
  • Altın 2240.877
  • Dolar 32.3243
  • Euro 35.1697
  • Lefkoşa 11 °C
  • Girne 14 °C
  • Mağusa 10 °C
  • İskele 10 °C
  • Güzelyurt 10 °C
  • Lefke 11 °C

Osmanlı müziğini geleceğe taşıyorlar

İstanbul Üniversitesi Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi (OMAR), nadide eserleri unutulmaktan kurtarıyor. Üstelik zengin müzik arşivi, internet üzerinden meraklıların hizmetine sunuluyor.
Osmanlı müziğini geleceğe taşıyorlar

Zekai Dede Efendi’nin “Bin cefa görsem ey sanem senden” adlı acemaşiran bestesi, Şevki Bey’in “Gülzara nazar kıldım” adlı uşşak eseri, Ali Ufki’nin Hüseyni Peşrev’i… Hepsi ve daha fazlası İstanbul Üniversitesi Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezinin (OMAR) web sitesi üzerinden (https://osmanlimuzigi.istanbul.edu.tr) paylaşıma açıldı.

2011’de hizmet vermeye başlayan OMAR, Darülelhan’dan (Osmanlı Devleti’nin ilk resmi müzik okulu) devraldığı müzik mirasını günümüze taşıyor. Üstelik bunu, yapılan işin ruhuna uygun şekilde, Tanzimat döneminden kalma bir yapıda sürdürüyor; Mirgün Köşkü’nde… OMAR Müdürü Gönül Paçacı Tunçay, kültürel bir mirasın gelecek nesillere aktarılması için gösterilen çabayı TRT Haber’e anlattı.

Osmanlı Dönemi Müziği Uygulama ve Araştırma Merkezi nasıl kuruldu?

Osmanlı, kozmopolit toplum yapısına sahip bir imparatorluk modeli. Bu bileşim içinde çok değişik müzik örnekleri var. Biz bu müziklerin seslendirilmemiş örneklerinin sunulabileceği ve aynı zamanda geçmişine ilişkin bilimsel belgelere ulaşılması yolunda hizmete talip olduk. Hepsini bir çatı altında direkt Rektörlüğe bağlı bir merkezde toplayalım dedik.

Bu eserleri halkla nasıl paylaşıyorsunuz? 

Osmanlı Dönemi müzik eserlerini karşılaştırmalı olarak görebileceğimiz bir arama-karşılaştırma portalı hazırlandı. Burada eski harfli nota koleksiyonları çeşitli kriterlere göre tasnif edildi ve kamuya açıldı. Tabii alınacak daha çok yol var. Yayınlar, toplantılar, sempozyumlar ve konserler eş zamanlı olarak devam ediyor.

 

Şimdiye dek pek çok nadir eseri gün yüzüne çıkararak halkla buluşturdunuz… Bunlardan birkaçını paylaşabilir misiniz? 

Dünyada tek nüshası olduğunu bildiğimiz bir Kevseri mecmuası vardı. Bu Kantemiroğlu’nun icat ettiği harf notasını tek kullanan kaynağın ve yazmanın mikrofilminin Ankara’daki Merkez Kütüphane’de olduğunu öğrendik. 18. yüzyıldan kalma tek nüsha olduğu için çok önemliydi. O yazmayı basmak bize nasip oldu. Onun içinden seçtiğimiz, hiçbir yerde kaydı olmayan 20 eseri de seslendirerek CD’ye ve dijital ortama aktardık. 

Türk musikisinin çeşitli alanlarında, akademisyenlikte, icra alanında ve TRT’de yönetici olarak bulunan Nevzat Atlığ, bütün sözlü arşiv birikimini OMAR’a bağışladı. Üniversite korosundan itibaren devlet korosu kayıtları ve TRT kayıtları bizim portalımızda yayınlanacak. 

Yine ülkemizde müzik yayıncılığı alanında ilk akla gelen isimlerden biri olan ve koleksiyoner olarak da tanınan rahmetli Ethem Ruhi Üngör’ün kütüphanesi ile arşivini aldık. Şu anda herhalde özel koleksiyonlar içindeki en hacimli arşiv. Onlar üzerinde de çalışmalar yapılıyor. 

OMAR’ın koleksiyonuyla ilgili net bir sayı var mı? 

Şu an itibarıyla yaptığımız tarama sayısı 20 bini geçti. Kamuya açtığımız 2 bin 500 civarında eski yazı nota var. Üzerinde çalıştığımız koleksiyonlar çeşitlendikçe bizim heyecanımız da artıyor. 

Dergi, CD ve kitap çalışmaları da yapıyorsunuz bir taraftan. Bunlardan da bahsedebilir misiniz? 

Darülelhan mecmuasını yayınlamaya başladık. Bu bir müzikoloji ve müzik kültürü dergisi. 1924-1925’te 7 sayı yayımlanmış. Çok önemli bir müzik yayını ama birtakım sebeplerden dolayı eski yazıyla 7 sayı çıktıktan sonra kesintiye uğramış. Biz bunu 92 yıl sonra devam ettirmeye talip olduk. Sekizinci sayıdan itibaren yayımlamaya başladık. Alaeddin Yavaşça’nın seslendirilmemiş büyük formda bir eserini CD yaptık. Benim doktora tezim olan “Önce Söz: Kar-ı Natık” koleksiyonundan seçmeler gibi epeyce yayınımız var. Bunları bizim sitemizden inceleyip talip olan, Anadolu’dan hatta yurt dışından insanlara sadece posta ücreti karşılığında gönderiyoruz. 

“OMAR Türk Müziği İcra Heyeti” adını taşıyan bir de koronuz var. Koronun çalışmaları da son derece önemli kuşkusuz… 

Bu koro bilimsel araştırma projesinin yaşayan ayağı. Müzik, duyduğunuzda başka bir hüviyet kazanıyor. Bizim bir seslendirme ayağımızın olması çok önemli. Buradaki koro, “icra heyeti” dediğimiz Türkiye’nin en eski resmi seslendirme kurumu. Ben öğrencilik yıllarımdan bu yana icra heyetini hem takip ettim hem de dahil oldum. Sayımız çok azalmıştı. Biz bu projeyle birlikte bu topluluğu tekrar hayata geçirdik. Az sayıda ama kudretli elemanlarla zor repertuvarları ve eserleri seslendiriyoruz. 

 Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu

Diğer Haberler
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Ada Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.