• BIST 9079.97
  • Altın 2321.89
  • Dolar 32.3537
  • Euro 34.8639
  • Lefkoşa 13 °C
  • Girne 16 °C
  • Mağusa 15 °C
  • İskele 15 °C
  • Güzelyurt 15 °C
  • Lefke 13 °C

Öfkenizi biriktirmeyin, yoksa...

Uzman Psikolog Resmiye Öztürk, ifade edilemeyen kızgınlığın insanların içerisinde birikerek ve insanlara zarar verdiğini söyledi.Özel Avrupa Hastanesi...
Öfkenizi biriktirmeyin, yoksa...

Uzman Psikolog Resmiye Öztürk, ifade edilemeyen kızgınlığın insanların içerisinde birikerek ve insanlara zarar verdiğini söyledi.

Özel Avrupa Hastanesi Uzman Psikologu Resmiye Öztürk, sosyal ortamda etkin olmayan insanların ilişkilerinde de rahat olmadığını dile getirdi.

İfade edilemeyen kızgınlığın birikerek kişiye zarar verdiğinin altını çizen Öztürk, “Başkaları ile uyum halinde olan insan, başkalarına dostça yaklaşır, ama gerektiğinde onlara karşı çıkar hakkını savunur.

Bazı insanlar sürekli sessiz kalır kendi kişiliğinden ödün verir sevgi ve onay kazanmak ister. Bağımlılık her insanda vardır, bu onun sosyal bir varlık oluşunun gereğidir fakat bir insanın bağımlılığı ile kendi kendine yeterliliği arasında bir denge olması gerekir, işte bu denge bağımlılık yönüne kaymışsa kişideki korku ve kızgınlık artar. İfade edilemeyen kızgınlık birikir, kişinin kendine zarar verir veya yer değiştirerek kendinden güçsüze karşı sözel veya fiziksel şiddet şeklinde yönelim bulur. Kızgınlığın boşalımı düşmanca duyguların oluşumunu engellemez. Etkin olmayan bir insan, ilişkilerinde rahat değildir. Etkin olmayı ille de benim dediğim olacak şeklinde algılayan insanlar sürekli karşı fikir üretirler bir insanın görüşünü benimsemek onlar için benliğini kaybetmek gibidir. Kendisini engellenmiş hissettiği her durumda aynı kızgınlık tepkisini veren kişi etkin olamaz ifadelerini kullandı.

Etkin olmanın içinde bulunulan duruma, en uygun tepkiyi verebilmek olduğunun altını çizen Psikolog Öztürk, “Önemli olan ne duygu yaşadığının bilincin de olmak, duyulan kızgınlık duygusunun da normal bir duygu olduğunu kabul edip bu duygudan dolayı suçluluk hissetmemek, bu duyguyu bilinç altında biriktirip toplumun kabul etmeyeceği davranışlar haline getirmemek gerekmektedir. Her insan kendi benliği ile yüzleşmeyi göze alabilmeli ve değişmeyi istemelidir. Değişim için insanın davranış alanını daraltan, kendinde ki katı savunma sistemlerini görmesi gerekir. Kendine yabancılaşmış olduğu yönlerini adım adım görmek, kısır döngüleri birer birer ortadan kaldırır, savunma için harcadığı enerjiyi, iyi yaşamak için kullanmaya başlar. Bu da terapi süreci içinde yavaş yavaş gerçekleşecek bir durumdur” şeklinde konuştu.

Diğer Haberler
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Ada Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.