• BIST 8741.63
  • Altın 2240.368
  • Dolar 32.3343
  • Euro 35.1631
  • Lefkoşa 15 °C
  • Girne 17 °C
  • Mağusa 16 °C
  • İskele 16 °C
  • Güzelyurt 14 °C
  • Lefke 15 °C

Crans Montana'da başarısızlığın sebebi İngiliz Bakan!

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, İngiltere Devlet Bakanı Duncan'ı, başarısızlığın nedeni olarak gösterdi...
Crans Montana'da başarısızlığın sebebi İngiliz Bakan!

Rum Dışişleri Bakanlığı görevini bugünlerde tamamlayacak olan Yoannis Kasulidis’in, Rum Haber Ajansı’na çeşitli açıklamalarda bulunduğu belirtildi. 

Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, Rum Haber Ajansı’na (KİPE) yaptığı açıklamada, Crans Montana’daki müzakerelerde yer alan İngiltere Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Devlet Bakanı Alan Duncan'ı, buradaki başarısızlığın nedeni olarak gösterdi. 

Kasulidis ayrıca Duncan’ın, Rum MEB’indeki Türk “provokasyonlarına” ilişkin yanıtını kabul edilemez olarak nitelendirdi. 

Haberi veren gazete, kendi elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak Crans Montana’daki yemekte çıkmaza neden olanın İngiliz Bakan Duncan olduğunu, Duncan’ın, Türkiye’nin tezlerini netleştirmesi için çağrıldığı kritik bir safhada, Kıbrıs Rum tarafına, Türk tezlerini kabul etmesi yönünde telkinde bulunduğunu yazdı. 

Habere göre Kasdulidis, KİPE’ye yaptığı açıklamada ise Sir Alan Duncan’ın, Avam Kamarası’nda milletvekillerine “Londra’nın durumu değerlendirdiği” şeklindeki  açıklamasını, kabul edilemez olarak nitelendirdi.

İngiltere’nin, garantör devlet olarak konferansa katılmasının ötesinde, birçok nedenden dolayı Kıbrıs ile özel ilişkiye sahip olduğunu ifade eden Kasulidis, eğer şimdi bu durumu değerlendirmeye karar verdiyse bunun çok üzücü olduğunu belirtti. 

Bu durumun, iki ülke arasındaki ilişkileri etkileyeceğini belirten Kasulidis, son 5 yıldır Dışişleri Bakanlığı görevini yürüttüğünü, tüm bu dönem zarfında Rum Yönetimi’nin çabalarıyla, Birleşik Krallık ile olan ilişkilerin tüm alanlarda büyük bir iyileşme  kaydettiğini ifade etti. 

Kasulidis, Güney Kıbrıs’ın, İngiltere’nin AB’den çıkmasına ilişkin olarak sergilediği işbirliği ve anlayışa da dikkati çekti. 

İngiliz Bakan Alan Duncan’ın, ilk kez kendilerini hayal kırıklığına uğratmadığını söyleyen Kasulidis, Crans Montana’daki tutumu ve özellikle son müdahalesinin, oradaki konferansın başarısızlığında katalizör olduğuna inandığını belirtti. 

Kasulidis, Duncan’ın, müzakereci Andreas Mavroyannis ile gerçekleştirdiği görüşmede, Güney Kıbrıs’a karşı tutumunun, son beş yıldaki Büyük Britanya hükümetlerinin yaklaşımdan çok farklı olduğunun görüldüğünü de ifade etti. 

Birleşmiş Milletler’in (BM) tutumundan dolayı duydukları hoşnutsuzluğu da dile getiren Kasulidis, “Pontius Pilatus” (suç benim değil artık, günah benden gitti) şeklinde nitelendirdiği BM Genel Sekreteri’nin duruşundan (Politis gazetesinde bu ifade BM Genel Sekreteri adına BM Sözcüsü olarak yer almıştır) hayal kırıklığı duyduklarını, bunun, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’ni ilgilendiren bir konu olduğunu da ifade etti. 

Kasulidis bir başka soru üzerine,  Türk “provokasyonlarının” Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelerin yol alması için çabaların başlaması gerektiği bir zamanda yer aldığını savundu. 

Kasulidis açıklamasında ayrıca, Saipem 12000 gemisi orada olduğu sürece Türkiye ile diplomatik çabalar yürüten hükümetlerin, tüm olanakların tüketilmediği ve çabalara devam edeceklerini addettiğini de ifade etti. 

Güney Kıbrıs’ın tüm bu dönemde, elleri bağlı kalmadığını, yanıt bulacağına inandığı her yere çağrıda bulunduklarını ifade eden Kasulidis, sessiz diplomasiyi tercih ettiklerini belirtti. 

Kasulidis, Güney Kıbrıs’ın, Türkiye’nin Navtex’i yenilemesinin ardından oluşan durumla alakalı daha ileri adımlara karar vermek için gayri resmi Avrupa Konseyi toplantısının tepkisini beklediğini söyledi. 

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in de bu toplantıda yer alacağını anımsatan Kasulidis, Anastasiadis’in, Avrupa Konseyi’nin tepkisini bekleyeceğini, ileriye dönük adımların ne olacağının ortaya çıkacak olan tepkiye bağlı olduğunu belirtti. 

Kasulidis, Türkiye’nin faaliyetlerinin, hem Türkiye’nin kendisine hem de Kıbrıslı Türklere etkisinin olacağını savunarak Türkiye’nin, kendisine ve Kıbrıslı Türklere ait olduğu bölgeleri keyfi olarak belirlediğini iddia etti. 

KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami’nin dediği şekilde Kıbrıslı Türklere ait olduğu iddia edilen bölgelere ilişkin faaliyetlerin, Kıbrıs Türk toplumunu yaratılan duruma ilişkin sorumluluklarından azat etmediğini iddia etti. 

Kasulidis, sorunun, sadece Güney Kıbrıs ile Türkiye arasındaki bir sorun olmadığını, bu sorunun, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin müzakerelerin yol alması için  çabaların başlaması gerektiği bir zamanda yer aldığını savundu. 

 

Diğer Haberler
SPOR
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Ada Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.